In English
In hybrid
Registration in person (before 3:00 pm on May 13)
This seminar series titled ‘Emotional Landscapes Through Turkey's Past and Present’ is organised by Şeyma Afacan (Kırklareli University / IFEA).
Assoc. Prof. Dr. Çimen Günay Erkol (Ozyegin University) - Phantom Masculinity: From Empire to Republic
In this talk, I'll elaborate on the instability and duality of masculinities, using Hauntology as a foundation, and theorizing "Phantom Masculinities" as cracks in what is often considered as the bedrock of sustainable patriarchy. Following Avery Gordon, I trace the ghostly presence of physically and mentally wounded men in the narratives of contemporary Turkish Literature. I will focus on post-world war novels, that is why the second part of the title carries a time reference such as from Empire to Republic.
Türkçe ve İngilizce altyazılı
Kayıt formu (son kayıt tarihi 19 Mayis saat 15:00)
Kayıdınız oluşturduktan sonra etkinliğe 2 gün kala bir konfirmasyon emaili gönderilecektir.
Girişte kimlik kontrolü yapılmaktadır
Program
Çarşamba 21 Mayıs
13: 00: Stêrka Li Ser Xetê (Star On The Border, 2024, kısa metraj), Berivan Saruhan.
13: 30: Yavru Karınca (Baby Ant, 2023, kısa metraj), Derya Uygurlar
14: 00: Garan (2025, Kısa Metraj), Mahsum Taşkın
14: 30: GotûbêJin (2023, Belgesel), Nimet Gatar
Sınırdaki Yıldız / Yönetmen Biyografisi
Bêrîvan 1994 yılında Mardin’in Kızıltepe ilçesinde doğdu. 2017 yılında Mardin Artuklu Üniversitesi Kürt Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Birçok sivil toplum kuruluşunda gönüllü ve profesyonel çalışmalar yürüttü. Toplumsal cinsiyet ve kadına yönelik şiddetle mücadele alanında çalışma yürüten Kadın Zamanı Derneği’nin yöneticisi. Öte yandan 2016 yılından itibaren yeminli serbest tercüman, editör ve Kürtçe dil eğitmeni olarak da çalışmalarını sürdürmekte olup şu an Mardin Büyükşehir Belediyesi’nde danışmanlık yapmaktadır.
Künye:
Filmin Adı: STÊRKA LI SER XETÊ / STAR ON THE BORDER/ SINIRDAKİ YILDIZ
Tür: Belgesel
Süre: 19.40
Konuşulan Dil: Kurdi’nin Kurmanci lehçesi
Alt yazı: Türkçe ve İngilizce
Yapım Ülkesi: Türkiye
Yapım Yılı: 2024
Yapımcı / Producer: Hakikat Adalet Hafıza Merkezi
Yönetmen / Director: Bêrîvan Saruhan
Senaryo / Script : Bêrîvan Saruhan
Görüntü Yönetmeni / Cinematography: Bêrîvan Saruhan
Kurgu / Editing: Musab Tekin, Ozan Çağlar
Ses/ Sound: Çağlar Çakmak
Müzik / Music: Bariş Çîçek /Tirpêspiya min
Yunus Dîşkaya/ Ruhê min teyr e
Bedirxan Temo/Ala qemşê
SİNOPSİS
Mardin’in sınıra sıfır noktasındaki “Dirbesiyê” adlı yerleşim yeri askeri-politik gelişmelerin etkisiyle değişip dönüşmek zorunda kalmıştır. Bunun en ironik örneklerinden biri de 1993 yılında evlerin pencere korkuluklarında bulunan yıldız simgesinin siyasi bir sembol olduğu gerekçesiyle sakıncalı bulunması ve pencerelerden sökülmesi için köye askeri kuvvetler tarafından baskınlar yapılmasıdır.
YAVRU KARINCA/ YÖNETMEN BİYOGRAFİSİ
Derya Uygurlar 1991 yılında Siverek'te doğdu. Ulusal ve uluslararası projelerde oyunculuk yapmaktadır. Caroline Fourest'in Soeur d'armes (Fransa/ABD, 2019), Mano Khalil'in Neighbours (İsviçre, 2021) ve Bahman Ghobadi'nin The Four Walls (Türkiye/ABD, 2021) filmlerinde rol almıştır. Yavru Karınca, yönetmen olarak, ilk kısa filmidir.
KÜNYE:
TÜR: Kurmaca – Komedi
SÜRE: 15 dakika
FORMAT: 2.35 / Renkli / 2K / HD
DİLLER: Türkçe
ALTYAZILAR: İngilizce, Fransızca, İspanyolca
SENARİST: Derya Uygurlar
YÖNETMEN: Derya Uygurlar
YAPIMCI: Onur Yağız, YUVA Film
FONLAR: T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü
KAST: Aslı Turan, Almina Kahraman, Melek Ceylan, Roni Dildar
GÖRÜNTÜ: Emre Pekçakır
SES: Neşet Ufuk Özdemir, Metin Bozkurt
KURGU: Arash Ahmadkhani
SİNOPSİS
Yarın Ayser için önemli bir gün, cezaevindeki kocasını ziyaret edecektir. O zamana kadar avukata ödeme yapabilmek için elindeki işleri bitirmesi, ablası Emine ile yüzleşmesi ve kızı Deniz'i görüşe götüremeyeceğine ikna etmesi gerekir.
GotûbêJin/ Yönetmen Biyografisi
Nimet Gatar’ın ilk feminist belgesel filmi GotûbêJin'ın prömiyeri Nisan 2024'te 1. Düsseldorf Kürt Film Festivali'nde yapıldı. Gatar, 2011 yılında Arkeoloji Bölümü'nden mezun oldu. 2016-2018 yılları arasında Jineolojî Dergisi'nin yayın kurulu üyesi ve editörü olarak toplumsal cinsiyet çalışmaları üzerine çalıştı. 2019-2021 yılları arasında sosyoloji yüksek lisansında 'Yeni Dönem Kürt Sinemasında Kadın Temsilleri' üzerine çalıştı. 2021 yılında Erasmus staj projesi kapsamında Ecole des Hautes Etudes en Sciences Sociales/EHESS’te Hamit Bozarslan ile birlikte 'Kürt Sinemasında Erkeklik' üzerine staj projesini tamamladı. Paris’te yaşayan Gatar, şu anda Ecole des Hautes Etudes en Sciences Sociales/EHESS Sosyoloji Bölümü'nde doktora öğrencisi olarak 'Kürt Sinemasında Erkeklik Temsilleri' başlıklı tezi üzerinde çalışmaktadır.
Künye:
Belgeselin Adı: GotûbêJin (2024)
Süre: 47’
Yönetmen/ Director: Nimet Gatar
Yapımcı/ Producer: Nimet Gatar
Görüntü Yönetmeni/ Cinematography: Devrim Tekinoğlu ve Lorin Baran
Senaryo/ Scriptwriter: Nimet Gatar
Kurgu/ Editor: Musab Tekin
Müzikler/ Music Composer: Aslika Qadir Welatê me Kurdistane and Aslika Qadir Tu min ra tava jor
Dil/ Language: Kürtçe ve Türkçe
Konuşmacılar/ Speakers: Asya Kaçar, Dilan Aslan, Ebru Demirtepe, Fadime Aslan, Gülizar Gürsu, Mehtap Işık, Mizgin Gulan, Naciye Varol, Raife Öter, Saliha Ayata, Seyran Güler, Şirin Doğan, Tuba Çiftçiler ve Zana Bilge Tatar
Renk/ Colorist: Ciwan Zengin
Ses/ Sound mix: Çağlar Çakmak
Sinopsis
Dersim, Amed ve Van’da düzenlediğimiz gezici sinema gösterimlerinde Kürt Sineması’ndan yola çıkarak oluşturduğumuz film seçkilerini bazen köyde bir evin duvarında, bazen şehir merkezindeki bir salonda kendi izleyicisine ulaştırmak için bir yola çıktık. Base, Berfe, Nigar, Helun, Emine, Jiyan ve birçok kadın karakterin filmlerden taşan hikâyesini üç farklı şehirdeki kadınlara ulaştırdık. Sadece kadınlara açık olan bu film gösterimlerinde kadın kadına söyleştik ve belgeselin adını da GotûbêJin koyduk… Belgeselde, daha önce Kürt Sineması örnekleriyle karşılaşmamış olan çoğu kadın izleyicinin atölyelerde kurdukları diyaloglar, filmlerdeki kadın ve erkek temsilleri üzerine yaptıkları yorumlar, katılımcıların kendi yaşamları üzerinden masaya yatırdığı erkeklik sorunu, patriyarkanın ne olduğu ve buna dair eleştirileri, yaşamlarımızdaki sorunun kaynağı neydi ve çözüm ne olmalıydı sorgulaması, kendi yaşamlarından stranlarla dengbêj kadınlar…
Garan / Mahsum Taşkın
1994 yılında Şırnak’da doğdu. 2018 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. 2020 yılında, ilk kısa filmi olan “Alf Leila Wa Leila / Binbir Gece’nin’’ senarist ve yönetmenliğini yaptı. Binbir Gece ile Antalya Altın Portakal film festivalinde ödül almıştır. Bu filmle birçok ödül kazanmasının yanı sıra ulusal ve uluslararası birçok önemli festivalin ana yarışma seçkisine girdi. 2023 yılında yazdığı ilk uzun metrajlı proje Berlinale Talent Project Marketing’e seçilmiştir burada Jury Highlight Award kazanmıştır.
Künye:
Yapım Tarihi: 2025
Süre: 00:20:00
Format: Kurmaca, Renkli, Türkçe
Yönetmen: Mahsum Taşkın
Senaryo: Mahsum Taşkın
Görüntü Yönetmeni: Semih Yıldız
Yapımcı: Mahsum Taşkın, Vildan Erşen
Müzik: Toke Brorson Odın
Kurgu: Erhan Örs
Ses: İlbey Kaya
Oyuncular: Yavuz Akkuzu, Savaş Işık, Sami Demir, Yusuf Taşkın, Halil Alkış, Botan Savluk, Üzeyir Tayboğa, Müslüm Tosun, Yunus Alkaş, Hamza Sansur
Sinopsis
Mehmet, elinde kalan son parasıyla sınırın öbür tarafından inek sürüsü satın alır. Ancak ineklerini almak üzere gümrük kapısına geldiğinde güvenlik gerekçesiyle sınır kapısının kapatıldığını görür. Mehmet’in umutlu bekleyişi sınırın diğer tarafından işitilen bomba sesleri ile her şeyini kaybetme korkusuna dönüşür.
Türkçe ve İngilizce altyazılı
Kayıt formu (son kayıt tarihi 20 Mayis saat 15:00)
Kayıdınız oluşturduktan sonra etkinliğe 2 gün kala bir konfirmasyon emaili gönderilecektir.
Girişte kimlik kontrolü yapılmaktadır
Perşembe 22 Mayıs
13: 00: Toz Bezi (Dust Cloth, 2015, uzun metraj), Ahu Öztürk
15: 00: Yönetmenlerin Katılımıyla Panel: Berivan Saruhan, Derya Uygurlar, Mahsum Taşkın, Ahu Öztürk ve Nimet Gatar; moderatör Ece Nirun.
Toz Bezi/ Yönetmen Biyografisi
Bêrîvan 1994 yılında Mardin’de doğdu. 2017 yılında Mardin Artuklu Üniversitesi Kürt Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Aynı üniversitenin Yaşayan Diller Enstitüsü Kürt Dili ve
Kültürü Anabilim Dalında yüksek lisans eğitimine devam etmektedir. Göç ve kadına yönelik şiddetle mücadele alanındaki birçok sivil toplum örgütünde gönüllü ve profesyonel çalışmalar yürüttü. Bununla beraber 4 yıl boyunca İstanbul Kadın Zaman Derneği ve toplumsal cinsiyet ve kadına yönelik şiddetle mücadele alanında çalışmalarını sürdürdü. Mayıs-Kasım 2024 tarihleri arasında Mardin Büyükşehir Belediyesi'nde eş başkan danışmanı olarak görev yaptı. 2016 yılından itibaren yeminli serbest tercüman, editör ve Kürtçe dil eğitmeni olarak çalışmalarına devam etmekktedir. Stêrka Li Ser Xetê ilk belgeselidir.
Künye:
Yazan- Yöneten: Ahu Öztürk
Oyuncular:
Nazan Kesal (Hatun)
Asiye Dinçsoy (Nesrin)
Mehmet Özgür (Şero)
Serra Yılmaz (Ayten)
Didem İnselel (Aslı)
Asel Yalın (Asmin)
Yusuf Ancu (Oktay)
Gökçe Yanardağ (Ferda)
Yapımcılar: Çiğdem Mater, Nesra Gürbüz
Ortak Yapımcı: Stefan Gieren
Görüntü Yönetmeni: Meryem Yavuz
Sanat Yönetmenleri: Aslı Dadak – Barış Yıkılmaz
Kurgu: Ali Aga
Kurgu Süpervizörü: Ayhan Ergürsel
Casting: Ezgi Baltaş
Ses: Mustafa Bölükbaşı
Kostüm: Seda Yılmaz
Makyaj: Esma Keskin
Yardımcı Yönetmen: Ulaş Parlakyıldız
Işık Şefi: Ceyhun Yılmaz
Yürütücü Yapımcı: Kaan Kurbanoğlu
Renk Düzeltme: Cenk Erol
Ses Tasarım: Michael Andreas
Sinopsis:
İki gündelikçi kadın, temizliğe gittikleri evlerdeki insanlarla kurdukları ilişki, gündelik çatışmalar, kendi arkadaşlık-kardeşlikleri ve bu yakın arkadaşlığın hiyerarşisi, hayata tutunma çabası, kadınlık, annelik, temizlik ve yoksulluk...
Nesrin ve Hatun şehrin yoksulluğu ve zenginliği arasındaki bir vagonda gelip giderken, hayatı anlamaya ve kendilerine gidecek yollar bulmaya çalışırlar.
23/05/2025 de 10h à 13h
En français
Le vendredi 23 mai, nous poursuivrons notre excursion avec une visite de Dolapdere suivie de Piyalepasa, un quartier situé au cœur de Beyoğlu, en pleine gentrification. Sous la direction de Selen Su Durmuş et Julie Gloannec.
Le point de rendez-vous est fixé à 10h00 à Taksim Meydanı, devant le Monument de Taksim Cumhuriyet Anıtı.
L'excursion se déroulera entièrement à pied. Nous débuterons à Taksim Meydanı et terminerons à Piyalepasa vers 13h00.
L'inscription est obligatoire. Si vous souhaitez participer, merci de nous envoyer votre nom et prénom par mail avant le 20 mai 2025 à Cette adresse e-mail est protégée contre les robots spammeurs. Vous devez activer le JavaScript pour la visualiser.
L’excursion se déroulera en français.
Dolapdere : stratégies d’implantation et enjeux de distinction
Inscrit dans les dynamiques de transformation urbaine d’Istanbul, le quartier de Dolapdere, situé en marge du centre-ville, a fait l’objet de multiples transformations liées aux processus de gentrification, souvent portés par des politiques d’aménagement au service d’intérêts économiques spécifiques.
Dans un premier temps, des hôtels s’y sont installés, suivis progressivement par des institutions culturelles, ce qui a ensuite attiré plusieurs galeries d’art. Bien que Dolapdere soit souvent perçu comme un quartier « mal famé » — socialement et symboliquement disqualifié — la modicité de ses loyers ainsi que l’accès à des logements plus spacieux que dans les zones centrales d’Istanbul ont constitué des atouts majeurs pour les acteur·rice·s du monde de l’art.
Par ailleurs, la zone a vu l’implantation d’un potager urbain, connecté à une coopérative alimentaire située dans le quartier de Beyoğlu, peuplé par une population aisée, turque comme expatriée, consommatrice de produits bios et organiques.
Ces transformations donnent lieu à des tensions, mais aussi à des recompositions, autour de nouvelles pratiques culturelles et économiques qui reconfigurent l’identité du quartier.
L’excursion urbaine proposée invite à une immersion dans l’axe Dolapdere–Piyalepaşa, à travers les récits de galeristes, de commerçant·e·s encore présent·e·s localement, ainsi que de membres de collectifs ayant mis en place un potager urbain dans le secteur. Cette promenade vise à rendre compte d’une réalité subjective de l’espace — telle qu’elle est vécue et réinterprétée par les individus — en articulation avec sa réalité objective. À travers ces témoignages, nous chercherons à comprendre comment les stratégies d’implantation, les logiques de distinction et les tensions spatiales coexistent au sein d’un territoire en profonde mutation.
In English
In hybrid (Louis Robert Room, 3rd floor)
Registration in person (before 22 May at 03:00pm)
ASIL Yaman (Visiting Assistant Professor, Department of Classical and Near Eastern Archaeology, Bryn Mawr College, Consulting Scholar, Mediterranean Section, Museum of Archaeology and Anthropology, University of Pennsylvania)
KONUK Koray (Chargé de recherche, CNRS, Laboratoire Ausonius)
This seminar presents the Phoenix Archaeological Project (PAP), an interdisciplinary initiative exploring rural lifeways, landscape use, and cultural continuity at the ancient city of Phoenix in southwestern Turkey. Since 2021, the project has combined archaeological survey, architectural and ecological documentation, and oral history to examine long-term human-environment interactions.
Grounded in entanglement theory and micro-archaeological methods, PAP uncovers Hellenistic farmsteads, olive oil workshops, sacred spaces, and distinctive rural vernacular architecture. The seminar also highlights the project’s environmentally responsible practices, such as rainwater harvesting and low-impact infrastructure, offering a model for ethical, sustainable archaeology in the face of today’s global challenges.
27/05/2025 09:30am
In English
In hybrid
Registration (before 06/04 at 03:00pm)
Seminar organised as part of the joint Cetobac (EHESS) - IFEA seminar ‘Sociologie politique de la Turquie contemporaine: approches spatiales’ organised by the Contemporary Pole's OVIPOT.
Organisers: Yohanan Benhaïm (IFEA), Claire Visier (IFEA), Lucie Drechselova (EHESS), Emmanuel Szurek (EHESS), Élise Massicard (Sciences Po-CERI).
Session leader: Élise Massicard (CERI)
Discussion: Élise Massicard (CERI)
In English
In hybrid
Registration in person (before 27 May at 03:00pm)
Organised with the Swedish Research Institute in Istanbul (SRII), Koç Üniversitesi and Centre de Recherche sur le Monde iranien (CeRMI)
The eastern regions of the Ottoman Empire remain somewhat understudied in Ottoman historiography, especially in comparison to the institutional history of the empire, its dynasty, its elites, and its capital. Even in comparison with other regions of the empire (Rumelia, Egypt, the Levant), the history of the Anatolian and Iraqi East is yet to be properly explored. Instead of reductives simplifications along sectarian and national lines (Sunni vs. Shia, Turkish vs. Iranian), we insist on the rich confessional and linguistic tapestry of these regions, and the de facto convivencia between its communities who, much of the time, inhabited a largely shared world, with often common concerns, modes of life, living conditions, and sacred sites.
We intend to bring together scholars from various locations and fields of study for a two-day workshop to explore the diverse and dynamic history of the Ottoman East in the 18th and 19th centuries, thus contributing to the integration of the neglected Eastern borderlands into Ottoman studies proper.
Two dimensions of the eastern Ottoman borderlands merit particular mention: the presence of large Shia, and more broadly non-Sunni, communities, and the potential impact of Iran’s proximity on their lives.
When these aspects have been addressed in Ottoman historiography, it is often through the lens of conflict — Ottoman-Iranian wars – and the persecution of communities deemed heterodox (and therefore suspected of disloyalty). This workshop seeks to contribute to an understanding of the daily existence of these populations within the Ottoman Empire, including their lives in times of peace, their relations with imperial authorities, with their Ottoman Sunni neighbors, and with the neighboring Iranian state.
By focusing on the vastness of this East—from the Caucasus region to the Persian Gulf—and on a period extending from 1722, marking the fall of the Safavid dynasty in Iran, to the fall of Ottoman absolutism in 1908, we hope to offer a broad overview of these Ottoman borderlands and their peoples during a period of relative stability in terms of confessional relations.
In an age of heightened sectarian strife in the region, it is urgently important to remember and take seriously the fact that it was not always this way, and that, even under explicitly confessional states, various communities found ways to live together in meaningful ways, even as they cultivated their differences. This is of course not to paint a rosy picture of ideal harmony, but merely to take as a point of departure the simple fact that different confessional communities shared these wide borderlands peacefully most of the time.