TRANSFAIRE projesi ile bağlantılı olarak, aynı zamanda gözlemevlerinin (Kafkasya Gözlem Merkezi ve OVIPOT) faaliyetleriyle bağlantılı olarak, « yeni » Türk dış politikasının teması, son dönemde yeniden tanımlanması ve etkileyiciliği de dikkate alınarak önem kazanma eğilimindedir. Türkiye’nin bölgedeki rolü ve prestijindeki hızı açısından. Bu yeniden tanımlama, Balkanlar, Kafkaslar, Doğu Akdeniz, Orta Asya ve Afrika kıtası gibi çeşitli cephelerde gerçekleşiyor ve birden çok boyutu var. İlgili bölgeler ne olursa olsun, ortak kaynaklara ve meşrulaştırma biçimlerine daha az güvenmez. Bu, hem ideolojik hem de ticari aktif ağların oluşturulması ve seferber edilmesinin yanı sıra azınlıkların araçsallaştırılması yoluyla Türkiye’nin komşularıyla ilişkilerinin yenilenmesinin nasıl işlediğini görmekle ilgilidir. Doktora öğrencilerinin katkılarıyla gerçekleştirilen ve hem farklı coğrafyaları kapsayan hem de sayıları giderek artan Türk yayınlarını kapsayan OVIPOT blogu aracılığıyla gerçekleştirilen bilgilendirici saat çalışmasının yanı sıra ilk yıl ilişkilere ağırlık verilecek. Suriye ve Irak ile, ardından Ermenistan ve Azerbaycan ve İran ile; ve ardından Yunanistan, Bulgaristan ve Romanya ile ilişkiler üzerine. Suriye ile ilgili olarak, IFEA-USR3131, Beyrut’taki USR-3135-IFPO ve INALCO ile ilgili olarak kaynaklarını (kitap ve kartografik) ve ortaklar ağını erişilebilir kılmakla ilgilenmektedir. Suriye ve Lübnan üzerine eski Fransız araştırmaları geleneğine değer vererek, genel olarak duyduklarını.
Ayrıca Gabrielle Angey’in devam eden doktora çalışmasına konu olan Afrika kıtasındaki Türk nüfuz politikası, Türkiye’nin ekonomik, kültürel ve siyasi diplomasinin 2000’li yılların başından itibaren aldığı biçimlerin simgesidir. devlet eylem mekanizmalarının konuşlandırılması için bağlantı noktaları olarak hizmet eden devlet dışı aktörlerin ağlarında. Senegal ve Kenya’da planlanan saha araştırmaları sayesinde IFEA (Türkiye) ve IFRA (Kenya) arasındaki bağları bu tema etrafında derinleştirmeye çalışacağız.