30 Haziran 2015, 18:30, Azerbaycan Fransız Enstitüsünde (67 rue Fuzuli)Fransızca konferans, Azerice tercüme Kafkas Gözlemevi’nden (Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü’nün İstanbul’daki Bakü şubesi) iki stajyerin Bakü’nün Sovyet döneminden miras kalan mimari mirasına ilişkin araştırmalarının sunumu.Bu müdahalenin moderatörlüğünü Azerbaycan Cumhuriyeti Mimarlar Birliği (AMI) başkan yardımcısı, Bakü’de Sovyet mimarisi uzmanı ve Konstruktivizm Dövrü, Architecture of Baku 1920 Constructivism Epoch 1920 kitabının yazarı Sayın Elçin ALIEV yapacak. -1930’lar. Sciences-Po Grenoble’da yüksek lisans öğrencisi olan Blaise LEFEBVRE, birkaç aydır Azerbaycan’da ve daha özel olarak Bakü’de oynanan ilk Avrupa Oyunları ile ilgileniyor. Şubat 2015’ten bu yana hızla değişen bu şehirde seyahat ederken, Sovyet mimari mirasının inanılmaz çeşitliliğini fark eder ve onu incelemeye karar verir. Romain LEFEBVRE, Grenoble’daki Ulusal Mimarlık Okulu’nda yüksek lisans öğrencisidir ve Avrupa şehirlerinin

21 Temmuz 2015 Salı, saat 15.00’te IFEA’da. – Katarzyna Papiez – Paris Sorbonne-Paris IV Adampol’den Polonezköy’e. Polonya köyünün kuruluşunun kökeni Adampol veya Adam-köy, 1842’de Fransız Vincentianlara ait arazi üzerinde kuruldu. 1831’deki başarısız ayaklanmanın ardından Osmanlı İmparatorluğu’na dağılan Polonyalı göçmenlerin barınması için oluşturulan bu çiftlik, havanın değişmesine rağmen ayakta kalmış ve atalarının dilini konuşan sakinleri ile bugün Polonezköy olarak varlığını sürdürmektedir. Sunumumda, Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşayan ancak Fransız tebaası olan çiftliğe ilk yerleşenlerin ulusal kimlikleri konusuna değinmek istiyorum. Odak noktası, Prens Czartoryski’nin Konstantinopolis elçisi Michal Czaykowski tarafından çiftliğin Polonyalı sakinlerini birleştirmeye ve ulusal kimliklerini yeniden sağlamlaştırmaya hizmet eden düzenlemeler üzerinde olacak. Bugün Polonezköy halkının Polonyalı kimliği algısı üzerine kısa bir raporla bitireceğim. – Lucie Drechselova – EHESS Türkiye’de yerel siyasette kadınlar: bir

16 Eylül 2015 Çarşamba, saat 15.00’te IFEA’da. Hala Alarishi – (Lyon II Üniversitesi’nde doktor)Yakın Doğu’daki Neolitikleşme sırasında, insan topluluklarının sosyo-ekonomik örgütlenmesindeki (yerleşikleşme, tarım ve hayvancılık) büyük altüst oluşlara tekno-sembolik alandaki değişiklikler eşlik etti. Bu çalışma, MÖ 12. ve 6. binyıl arasındaki dönemi kapsayan altı Suriye yerleşiminin süsleme unsurlarının incelenmesi yoluyla bu alandaki ana maddi tezahürlerden biri olan kişisel süslemeleri karakterize etmeyi mümkün kılmıştır. deniz kabuklarından turkuaz, kemik ve kile kadar çok çeşitli arkeolojik nesnelerle uğraşırken, malzemelerin tanımlanması, morfo-tipolojik sınıflandırma ve izolojik analiz için çeşitli protokoller geliştirilmiştir. Süs eşyalarının bu bütünleştirici yaklaşıma göre analizi, son Natufian’dan son PPNB’ye kadar kullanılan rağbet gören şekil ve malzemelerin evrimini, aynı zamanda özellikle sert kayaların işlenmesiyle ilgili teknik gelişmeleri ve yenilikleri vurgulamayı mümkün kılmıştır. carnelian

19 Ekim 2015 Pazartesi saat 18:00’de IFEA’daCaroline Finkel (tarihçi, İstanbul), Donna Landry (Kent Üniversitesi), Gerald MacLean (Exeter Üniversitesi) The Making of the Evliya Çelebi Way Turkey’s first (and so far only) long-distance equestrian route, the Eviya Çelebi Way, was officially declared open In October 2013, at a ceremony in the historic village of Babasultan on the lower slopes of Uludağ. The Mayor of Bursa Büyükşehir Belediyesi presided, in his capacity as signatory to an agreement to support the route and make it operational. The EÇW Project began with the aim of re-enacting Evliya’s travels across Ottoman Anatolia, to reconnect people with the Ottoman past and horse culture. In 2009 an international team of academics and equestrian enthusiasts pioneered the EÇW

« Türkiye ve Çevresinde Çevrenin Yeniden Kompozisyonları, Temsilleri ve Kullanımları » semineri kapsamındaKitap tanıtımı « Yeni İstanbul çalışmaları: Kente politik ekolojin bakımı »12 Ekim 2015 Pazartesi saat 17.00’de IFEA’daAyfer Bartu (Boğaziçi Üniversitesi)Cenk Özbay (Boğaziçi Üniversitesi)Sunum Türkçedir Geçtiğimiz kasım ayında yayımlanan İstanbul Çalışmaları: Sınırlar, Mücadeleler, Açılımlar (Metis, 2014), hem kentin içinde bulunduğu hallere hem de araştırma odakları, soruları ve yöntemlerindeki yeniliklere vurgu yaparak, olabildiğince geniş bir açıdan İstanbul’a bakmayı hedefliyor. Kentin « devlet eliyle » küreselleştirilmesi, « büyüme » saplantısı, neoliberalizmin kent üzerindeki baskıları, hukukun taşıdığı muğlaklıkların istismar edilişi, mülksüzleştirme, mutenalaştırma, kentin dönüşüm coğrafyası, « tehlikeli » diye mimlenmiş mahallelerdeki devlet şiddeti, Gezi Parkı direnişi ve yeni kentsel muhalefet, İstanbul’u sırtında taşıyan toplumsal emek, kentteki turizm, trafik, ulaşım sorunları, hareketlilikler, kadın istihdamında cinsiyetin etkisi, kentsel politik ekoloji, sürdürülebilirlik, LGBT hareketi, sakat bedenler, göçmenlik,

« Türkiye ve Çevresinde Çevrenin Yeniden Kompozisyonları, Temsilleri ve Kullanımları » semineri kapsamında21 Ekim 2015 Çarşamba 14:30’da IFEA’daBengi Akbulut (bağımsız araştırmacı) « From « iron networks » to cemented dreams: development as in-justice » « From « iron networks » to cemented dreams: development as in-justice » Development is perhaps the most controversial theme that marks the debates on contemporary Turkey. And rightly so: not only because discussions on the most effective way to achieve it are heating up once again, but also because development comes with its discontents, from communities whose living spaces are destroyed by energy projects to those bearing the detrimental health impacts of industrial pollution, from residents of entire villages submerged under water with dam constructions to miners killed by the hundreds. The centrality of the