Publications récentes

Mezopotamya’daki Amida

Roma sonra da Bizans İmparatorluğu kenti olan Amida’nın yani günümüz Diyarbakırının tarihinden iki büyük eser söz eder. Bunlardan ilki, Ammianus Marcellinus’un ünlü eseri Roma Tarihi’nde (Res Gestae), hükümdar Büyük Şapur’un Amida şehrini 359’daki kuşatmasını anlattığı kısımdır. İkincisi de Dicle üzerinde ulaşıma elverişli son kıyılar ile Toros kapılarını korumak üzere, Roma topraklarının bitiminde Persler’e karşı dikilmiş son kale olan, beş kilometre uzunluğundaki siyah bazalttan inşaa edilmiş bu muhteşem yapının ilk defa bilimsel olarak tarif edildiği Albert Gabriel çalışmalarıdır. Bu iki metin, bizi Amida’nın hem stratejik hem de siyasi öneminin, birden göz önüne çıktığı IV. yüzyıla götürür: 336’dan itibaren babası tarafından doğuya gönderilen II.Konstantius’a Pers savaşlarıyla uğraşmak zorundadır. Münzevi Jacques’ın Hayatı‘nda (La vie de Jacques le Reclus) da anlatıldığı gibi II.Konstantius’un Amida’ya verdiği

Lire la suite »

Alexandre Tourmakine

Nisan 2011’den bu yana Orient-Institut Istanbul (OII)’de araştırmacı olan Alexandre Toumarkine çağdaş Türkiye uzmanıdır. 2005 ve 2010 arasında, IFEA’nın Bilimsel Sekreterliğini yapmıştır. Özelikle Türkiye’de gayri-müslim ibadet mekanlarının ve Osmanlı son döneminde gerçekleşen savaşların muharebe alanların miraslaşma sürecleri üzerine çalışmaktadır.

Lire la suite »

Alexandre Toumarkine. Bugünün Türkiyesi’nde ve Türk tarih yazımında Çanakkale Savaşı’nın yeri

Batı Cephesi’nde yaşanan Somme ve Verdun Muharebeleri’nin de bize hatırlattığı gibi, bazı çarpışmaların bütün bir savaşı temsil etme derecesine gelmesi çok da alışılmadık bir durum değildir. Bununla beraber, Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı İmparatorluğu için Kut’ül Ammare Kuşatması ile birlikte kazanılan tek zafer olan Çanakkale Savaşı, bugün Türkiye’de, anma coşkusunun ötesine geçen bir medya malzemesi ve siyasal araç olarak karşımıza çıkmaktadır. Muharebe, okul kitaplarında olduğu gibi piyasaya çıkan kitaplarda, filmlerde de gündem olarak sunulmaktadır. Aslında Çanakkale’ye odaklanılması, kökü eskiye dayanan bir tarih yazımı çerçevesinden bir ulusun inşaasına işaret eder ve Türkiye’nin bir ulus-devleti, Mustafa Kemal’in de onun tarihi önderi olarak kabulünün ayrılmaz bir parçası olarak karşımıza çıkar.

Lire la suite »