31 Aralık 2011 Tarihli Şehir Gezisi Raporu “ Başakşehir”
Cilia Martin ve Clémence Petit tarafından kaleme alınmıştır. Video: Julien Paris
İslam banliyölerinin hizmetinde; TOKİ
Çevrede kamu arazisi zararına merkezsizleştirme stratejileri
Photo
İlk durağımızı, TEM çıkışında, zamanında sol hareketin örgütlendiği ve önemli oranda alevi halkını barındıran Gazi Mahallesi’nde gerçekleştirdik. 1980- 1990 yıllarındaki genel aflardan yararlanan mahalle sakinlerinin gecekondularının yerini git gide mahallenin dikey büyümesine yol açan 5 ya da 6 katlı binalar almaya başladı. Gazi Mahallesi Mart 1995’te, derin devlet güçlerinin kışkırtmalarının sebep olduğu, , onlarca kişinin öldüğü ayaklanmaların medyada yarattığı etki ile de tanınıyor. Bu olayların sonrasında, kamu güçleri bu durumu mahalleyi saran bir anayol ve bugün şantiye halinde olan bir kapalı alışveriş merkezi ile normalleştirmeye çalışıyor.
Photo: Gecekonduların karşısında yer alan Avrupa Konutları, TOKi tarafından 2008-2010 yılları arasında inşaa edilmiş
Belediye tarafından başlatılan, tarihi Edirne Asfaltı yolu üzerinde, Arnavutköy ilçesi içinde yer alan MİLKENT projesi, 150 000 dolarlık, doğa içinde, konfordan ödün vermeden yaşanacak daireler sunuyor.
Photo
Buranın çok da uzağında olmayan, Sultanahmet’e 30 km uzaklıktaki, TOKİ toplumsal projesi Taşoluk Konutları ise; önceleri tarihi yarımadada yaşayan fakat mahalleleri kentsel dönüşüm projesine tanıklık eden halkı kabul etmek için yapılmış konutlardı. Bu evlerin 360 tanesi, ev sahibi olan eski Sulukule sakinlerine ayrılmıştı. Oysa bu halkın , her bir evin 10 00 avro olduğu düşünülerek, TOKİ tarafından öngörülen kredi borcunu ödeyebilecekleri düzenli aylık bir gelire sahip olmaları neredeyse zorunlu kılınmıştır. Taşoluk -Sultanahmet arası mesafe minibüsle ya da tramvayla en az 1, 1.5 saat sürmekle birlikte, aylık 200 lira yol masrafına denk gelmektedir. Bugün, Taşlouk’ta eski Sulukule sakinlerinden sadece 6 aile yaşıyor. Diğer aileler evlerini yeniden satıp, bugün Sulukule ‘ye komşu semtlerde ev kiralayarak yaşamlarını sürdürüyorlar.
Photo: Manzara coğrafi ve toplumsal bir izolasyonu gösteriyor; tarihsel yarımadaya karşıtlık oluştururcasına…
Taşoluk yolunun sonunda Taşoluk Yeşil Camii yer alıyor. Bu camii, Nakşibendî tarikatına bağlı olmakla birlikte, Refah Partisi’nin, 1994’te İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni elde edişinden beri projelerinin anahtar öğesi konumundaydı. 6 minaresi ve 12 000 kişilik cemaatiyle bu camiinin gerçekten Sultanahmet Camii ile yarışabilecek düzeyde olduğu söylenebilir. Taşoluk Yeşil Camii böylelikle, yerli halkının, 2008’den beri ilçe belediyesi olan Arnavutköy’ün İstanbul’un en dindar yeni merkezi haline getirme isteğini simgeliyor.
Photo
Bu büyük İslam banliyösü projesi ( 1994’te Refah Partisi’nin söylemi ) TOKİ’nin Kayabaşı’ndaki büyük inşaat şantiyesinde de bir anlamda kendini gösteriyor. Burada amaç; İStanbul’un tarihi merkezinin turistleştirme ve merkezsizleştirme projesi kapsamında, tarihi yarımadada yaşayan halkın bir bölümünü buraya yerleştirmektir. Esas olarak, bu yerleşim kompleksindeki 60 000 daireden üçte biri tarihi yarımada sakinlerine ayrılacak ve bir kapalı alışveriş merkezi, ilköğretim okulu ve camiyi de içine alacak. Buraya yerleştirilecek aileler bir daire için 20 000 lira ödeyecek iken; normal potansiyel ev sahipleri 35 000 lira ödeyerek aynı daireye sahip olabilecekler.
Photo
Yeni bir şehir diyebileceğimiz, ilk bölümü KİPTAŞ ( İBB ‘ye bağlı inşaat şirketi ) tarafından 1996 yılında oluşturulan Başakşehir , “İslami kent” projesinin birinci ana noktasını, gezinin ise son durağını oluşturuyor. Bu yeni kentin son yapıları arasında; OYAK tarafından da inşa edilmiş yerleşim alanlarını da buluyoruz. ( sivil halk için oluşturdukları ilk proje )
Başakşehir’in bu hızlı yayılması, çevresinde yer alan Şahintepe gecekondular ve 1990 yıllarında Bulgar göçmenleri ve 1999 yılında deprem mağdurları için toplumsal karakteri olan yerleşim alanları için tehdit oluşturuyor.
Cilia Martin ve Clémence Petit tarafından kaleme alınmıştır. Video: Julien Paris
İslam banliyölerinin hizmetinde; TOKİ
Çevrede kamu arazisi zararına merkezsizleştirme stratejileri
{flv width= »512″}31012011_Visite_basaksehir{/flv}

İlk durağımızı, TEM çıkışında, zamanında sol hareketin örgütlendiği ve önemli oranda alevi halkını barındıran Gazi Mahallesi’nde gerçekleştirdik. 1980- 1990 yıllarındaki genel aflardan yararlanan mahalle sakinlerinin gecekondularının yerini git gide mahallenin dikey büyümesine yol açan 5 ya da 6 katlı binalar almaya başladı. Gazi Mahallesi Mart 1995’te, derin devlet güçlerinin kışkırtmalarının sebep olduğu, , onlarca kişinin öldüğü ayaklanmaların medyada yarattığı etki ile de tanınıyor. Bu olayların sonrasında, kamu güçleri bu durumu mahalleyi saran bir anayol ve bugün şantiye halinde olan bir kapalı alışveriş merkezi ile normalleştirmeye çalışıyor.

Photo: Gecekonduların karşısında yer alan Avrupa Konutları, TOKi tarafından 2008-2010 yılları arasında inşaa edilmiş
Belediye tarafından başlatılan, tarihi Edirne Asfaltı yolu üzerinde, Arnavutköy ilçesi içinde yer alan MİLKENT projesi, 150 000 dolarlık, doğa içinde, konfordan ödün vermeden yaşanacak daireler sunuyor.

Buranın çok da uzağında olmayan, Sultanahmet’e 30 km uzaklıktaki, TOKİ toplumsal projesi Taşoluk Konutları ise; önceleri tarihi yarımadada yaşayan fakat mahalleleri kentsel dönüşüm projesine tanıklık eden halkı kabul etmek için yapılmış konutlardı. Bu evlerin 360 tanesi, ev sahibi olan eski Sulukule sakinlerine ayrılmıştı. Oysa bu halkın , her bir evin 10 00 avro olduğu düşünülerek, TOKİ tarafından öngörülen kredi borcunu ödeyebilecekleri düzenli aylık bir gelire sahip olmaları neredeyse zorunlu kılınmıştır. Taşoluk -Sultanahmet arası mesafe minibüsle ya da tramvayla en az 1, 1.5 saat sürmekle birlikte, aylık 200 lira yol masrafına denk gelmektedir. Bugün, Taşlouk’ta eski Sulukule sakinlerinden sadece 6 aile yaşıyor. Diğer aileler evlerini yeniden satıp, bugün Sulukule ‘ye komşu semtlerde ev kiralayarak yaşamlarını sürdürüyorlar.


Photo: Manzara coğrafi ve toplumsal bir izolasyonu gösteriyor; tarihsel yarımadaya karşıtlık oluştururcasına…
Taşoluk yolunun sonunda Taşoluk Yeşil Camii yer alıyor. Bu camii, Nakşibendî tarikatına bağlı olmakla birlikte, Refah Partisi’nin, 1994’te İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni elde edişinden beri projelerinin anahtar öğesi konumundaydı. 6 minaresi ve 12 000 kişilik cemaatiyle bu camiinin gerçekten Sultanahmet Camii ile yarışabilecek düzeyde olduğu söylenebilir. Taşoluk Yeşil Camii böylelikle, yerli halkının, 2008’den beri ilçe belediyesi olan Arnavutköy’ün İstanbul’un en dindar yeni merkezi haline getirme isteğini simgeliyor.

Bu büyük İslam banliyösü projesi ( 1994’te Refah Partisi’nin söylemi ) TOKİ’nin Kayabaşı’ndaki büyük inşaat şantiyesinde de bir anlamda kendini gösteriyor. Burada amaç; İStanbul’un tarihi merkezinin turistleştirme ve merkezsizleştirme projesi kapsamında, tarihi yarımadada yaşayan halkın bir bölümünü buraya yerleştirmektir. Esas olarak, bu yerleşim kompleksindeki 60 000 daireden üçte biri tarihi yarımada sakinlerine ayrılacak ve bir kapalı alışveriş merkezi, ilköğretim okulu ve camiyi de içine alacak. Buraya yerleştirilecek aileler bir daire için 20 000 lira ödeyecek iken; normal potansiyel ev sahipleri 35 000 lira ödeyerek aynı daireye sahip olabilecekler.


Yeni bir şehir diyebileceğimiz, ilk bölümü KİPTAŞ ( İBB ‘ye bağlı inşaat şirketi ) tarafından 1996 yılında oluşturulan Başakşehir , “İslami kent” projesinin birinci ana noktasını, gezinin ise son durağını oluşturuyor. Bu yeni kentin son yapıları arasında; OYAK tarafından da inşa edilmiş yerleşim alanlarını da buluyoruz. ( sivil halk için oluşturdukları ilk proje )
Başakşehir’in bu hızlı yayılması, çevresinde yer alan Şahintepe gecekondular ve 1990 yıllarında Bulgar göçmenleri ve 1999 yılında deprem mağdurları için toplumsal karakteri olan yerleşim alanları için tehdit oluşturuyor.
