Anadolu’da sarayların ortaya çıkışı

Önemli bir kişinin, özellikle de bir hükümdarın geniş ve gösterişli ikametgahı olan saray binaları, karşımıza, mükemmel bir iktidar simgesi ve dönemlere göre ifade ettiği yeni manalarla çıkar. Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsüne gelirken önünden geçilen Fransız Sarayı, yukarıda sözü ettiğimiz ihtişam konusunu gayet güzel vurgulamakla birlikte, İstanbul’daki sayısız örnekten (Büyük Saray, Tekfur, Topkapı, Dolmabahçe, Beylerbeyi ve Yıldız Sarayı) yalnızca bir tanesidir. Görkemli bir mimari aracığılıyla gösterişçiliği ve işlevselliği bir araya getiren saray binaları, hem iktidar sahibinin ikametgahı, hem de idari bir merkezdir. Saray kelimesi, M.S. 15. yüzyıl itibariyle, Fransızcada şehir mahkemelerinin bulunduğu bina (adalet sarayı) anlamında da kullanılmaya başlanır. Türkçe ve Fransızcada da benzer ifadelere birçok örnek göstermek mümkündür; (Cumhurbaşkanlığı Sarayına karşılık Palais de l’Élysée veya adalet sarayı anlamındaki palais de justice gibi). Ayrıca İngilizcedeki palace kelimesinin etkisiyle, İstanbul’da isimleri içinde saray kelimesi geçen lüks oteller gibi; Simit Sarayı, Kahve Sarayı, ve Saray Muhallebicisi gibi mağazalar, kelimenin ticaret sektöründe de sıklıkla kullanıldığını gösterir.

IFEA Kütüphanesinde, saray binalarının ortaya çıktığını söyleyebileceğimiz, Tunç Çağı (M.Ö. 3000-1200) hakkında ilginç kaynaklara… https://dipnot.hypotheses.org/2031