Bibliothèque

La bibliothèque et l'atelier de cartographie sont ouvert sur rendez-vous

photophotoYerasimos Derlemi, Osmanlı İmparatorluğu’nun hemen hemen aralıksız bir çatışma içinde olduğu 1912-1922 yıllarıyla ilgili eserleri barındırır. Stefanos Yerasimos, uzun zaman bu son derece önemli on yılın tarihini yazmak için uğraş vermiş ; konuyu, bölgesel bir boyuta taşıyarak ve imparatorluğun çoğunlukla göz ardı edilen Balkan ve Kafkasya ile olan iIişkilerini işin içine katarak açmayı hedeflemiştir. Derlem, bu projenin bir yadigarı olup araştırmacının bu konuyu ancak uzun zaman sonunda kenara bıraktığının bir kanıtıdır. Bu derlem, çok sayıda makalenin kaleme alınmasını sağlamıştır halen de birçok araştırmacıya dönem hakkındaki çalışmalarını geliştirme fırsatı sunmaktadır.

Derlemin bir özelliği de hem Türkçe hem Fransızca eserlere sahip olmasıdır. Bünyesinde Türk tarih yazımı için son derece önemli eserlerin yanı sıra Türkiye kütüphanelerinde nadir rastlanan ve özellikle 1919-1922 Türk-Yunan Savaşı ile ilgili çok sayıda Yunanca eser bulunmaktadır. Yani derlem, Türkçe’de Kurtuluş Savaşı, Yunanca’da Ulusal Felaket diye adlandırılan bu savaşın tarihinin yazımının iki ulus açısından karşılaştırılmasını sağlamaktadır. Derlemde çatışmada rol oynamış kişilerin anılarının da içinde bulunduğu savaş üzerine birçok kaynak bulunmaktadır. Araştırmacının 26 eserine IFEA’nın kütüphanesinde, internet sitemiz dahilindeki katalog aracılığıyla ulaşılabilinir. Öte yandan, IFEA eski burslusu Anastasia Falierou, ve ilk Yerasimos burslusu Foti Benlisoy Yunanca metinlerin anlam ve zenginliği hakkında bir metin sunmuşlardır. Ayrıca Foti Benlisoy’un derlem üzerindeki çalışmalarının sonucu olarak kaleme aldığı " War to War! Antimilitarism, communist propaganda and defeatism within the Greek army during the Asia Minor Campaign (1918-1922) " isimli makalesine de ulaşılabilinir.  

 

Clipboard01

Stefanos Yerasimos

Osmanlı tarihçisi, mimar ve şehir planlamacısı Stefanos Yerasimos 19 Temmuz 2005 Salı günü Paris’teki Saint-Louis Hastanesi’nde kanserden yaşamını yitirmiştir. 29 Ocak 1942’de İstanbul’da bir Rum ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelen S.Yerasimos, bugünkü Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’de mimarlık eğitimi almıştır. Çift anadilli araştırmacı, sonradan öğrendiği Fransız dilinde otuza yakın eser ile iki yüzü aşkın makale yayımlamıştır.

Şehircilik alanında araştırmacı ve öğretim görevlisi S.Yerasimos, araştırmalarını mimarlıktan çok tarih alanına doğru yöneltmiştir. Türkiye’nin muzdarip olduğu az gelişmişlik hakkındaki ilk eseri kendisini doğduğu ülkede üne kavuşturmuştur. S.Yerasimos Fransa’da ise başka bir alanda, François Maspero Yayınları’ndan çıkan İbn Battuta, Marco Polo, Thévenot, Tournefort, de Nicolay gibi eski ve ünlü seyyahların eserlerin yeniden basımlarıyla tanınmıştır. S.Yerasimos’un çalışmalarına Hérodote Dergisi’nin yayın yönetmeni coğrafyacı Yves Lacoste ilgisiz kalmamış ve kendisini bu dergi için yazmaya davet etmiştir.

yerasimos fondationA. Maisonneuve’den 1990 yılında çıkan Légende d’Empire. La fondation de Constantinople et de Sainte-Sophie dans les traditions turques (Bir İmparatorluk destanı. Türk geleneğinde Konstantinpolis ve Aya Sofya’nın kuruluşu) isimli eseri, çalışmalarında bir dönüm noktası teşkil etmektedir. Araştırmacı, burada usta bir tarihçiye yakışır şekilde doğduğu kentin tarihine yoğunlaşmıştır. Cenaze gelenekleri ve mezarlıkların kuruluşundan, mahkeme kayıtları ile XV ve XVI. yüzyıllarda saray mutfağının tariflerine uzanan S.Yerasimos’un ilgilendiği konu yelpazesi geniştir. Tarihçi, 1990 yılında Paris Grand Palais’de düzenlenen “Muhteşem Süleyman ve Dönemi” (“Süleyman le Magnifique en son temps”) isimli Osmanlı harikalarının teşhir edildiği sergi ile 1999’da düzenlenen "Topkapı’dan Versailles’a Sultanların Hazineleri" sergisinin sanat danışmanlığını yürütmüştür. Ara Güler gibi bir fotoğraf dehasıyla olan çalışmasının sonucunda 1992 yılında Albin Michel Yayınları’ndan Türkiye’nin Osmanlı Evleri (Demeures ottomanes de Turquie) isimli eser ortaya çıkmıştır. Collège de France araştırmacının tüm eserlerine sahiptir. Araştırmacının ölümünün ertesinde, Semih Vaner bir anma yazısı kaleme almıştır (CEMOTI, 38/2006).